Gelir

Gücüm olmadan yozlaştım ben
İlmek ilmek işlediğim ruhumda egemen
Emir verip duruyorum bir sağa bir sola
Şu duyguyu buraya çekin – bu hayal olmadı kaldırın gidin!

Mimarlıkta bir dengim yok benim
En karamsar sanatlarda çok emek verdim
Güleç ruhumun yarısını sevdiğim
Yarısını ben elimle döşedim

Şimdi uzaklardan sorar olursun ne bu
Kibir diye? Kibir değil bu yalnız/ca korkmak –
İnsan elinden, gözünden ve usundan
Ve en ufak iyiliği ardındaki saklı
Uzamsız dehşetinden

Her akımsız menderes gibi dolaşıp
Kanlı irin gibi akan düşüncelerim
Zihnimden zihnime akarken
Seni dışlamışsam ne olmuş?

Kibrim kendi saltanatımdan gelir
Kelimesiz korkular gibi –
Unutuluş nehrine kendi adımdan fazlası fazla gelir
Gönlüme sığdırdımsa da dünyaları
Ruhuma ruhum benim
Ve “bende” bir bende daha çok gelir.

Bu yüzden zamansız dualarım
Geçmişe dair özlemim –
Çiçeği dalı çoktan dökmüş sözlerim –
Kelimelerin kifayeti kelimesiz duygularıma az gelir.
Şimdi söyle bana adına Tanrı dediğim –
Korkmak dışında kaderden, elimden ne gelir?

Bir isimsiz yaşadı ve bir isimsiz öldü desinler
Her şey gibi ben de yiteyim
Gürültüsüz bir karanlığa.
Var olsun adı kibir var olsun adı Yok –
Allah’la uzlaşamadım, gönlümü hiç almadı
De duy işte: Bu evrene bir ben daha az gelir,
Benim gibisine bu dünya çok gelir.

Muhammet Halit Oğuz

Bu yazıyı okudunuz mu?

Hanende

… ok gibi mısraları göndersem o sineye surları yıkılmaz ise/gedik açılır gölgede hangi baharda çiçek …