
Zihnimin, kalbimin, buğulu gözlü cananı
Bülbülü kıskandıran sesi, dalgalı kaşı
On dördünde güneşi küstüren ışıltısı
Gökyüzünde kaldı yüreğinin fısıltısı…
Aşk dedikleri bir nefes tutulması mıydı?
Yoluma çıkaran kader yoldaşım eyledi…
Ölüm ayırmadan önce bedenlerimizi!
Her güne Şükran ile başlardı yaşam filmi…
Kelimeler uçuyor yakalayamıyorum!
Ne zamandır bu güneşsiz, bulutsuz çöldeyim?
Arada bir kaşıntı hissi hareketsizim
Zifiri karanlığımda yalnız biçareyim!
Üzerime yağan bu toprağın dumanı ne?
Kollarımın iz düşümü kucaklamak yine
Misafir beklemiyordum ki karanlığıma!
Yasin suresi yankılanıyor mekânımda…
Bu Şükran’ımın beyaz teninin rayihası!
Sen yalnız cennetinde sevmeliydin dünyayı
Ben hâlâ çözememişken berzah âlemini!
Erken ortak oldun kabrime Şükran çiçeği…
Yazan: Nevin Solakarı/Ekim/2025
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi
