Rüzgârın Elleri

“Bazı eller dokunmaz, sadece götürür…
Bazı rüzgârlar, bir bakışı ömür boyu taşır…”
Mehmet Mücahit Yurteri

Kara Kalem: Mehmet Mücahit Yurteri

Rüzgârın Elleri

Onu ilk gördüğümde,
kayaların suskun omzuna yaslanmıştı…

Bakışları, ufkun ötesine sürgün edilmiş gibiydi…
Düşünceleri mi savruluyordu rüzgârla?..
Yoksa içindeki kırgınlık mı
dökülüyordu denize, sessizce?..

Gökyüzü gri bir ağıt gibiydi,
deniz, bulanık bir hıçkırık gibi…

ama o gözler,
o mavi, isyankâr gözler,
göğün pusunu da,
dalgaların öfkesini de delip geçiyordu…

Öyle hırçındı ki bakışları,
deniz bile geri çekiliyordu kıyısından…

Yanına varsam…
ellerini tutsam,
suskunluğuna ortak olsam…

Gözlerinin kıyısında biriken o damlayı,
düşmeden yakalasam,
bir dua gibi…

Adımlarım sessizce yaklaştı arkasından,
uzun, dalgalı saçları, yosun kokusuna karışmış,
rüzgârla dans ediyordu…

İçime çeksem o kokuyu,
zamanı durdurur muydu nefesim?..

Sonra birden,
narin bacaklarıyla sekerek kayalardan uzaklaştı…

Bakışlarım, şaşkın bir martı gibi peşinden süzüldü…
Ve o, rüzgârın ellerine tutunup gitti…

Her gün bekledim,
aynı kayalıkta,
aynı sessizlikte…

Günler birbirine karıştı,
dalgalar aynı şarkıyı söyledi…
Ben bekledim…

O ise dönmedi…

Ayvalık, Eylül 2025
Mehmet Mücahit Yurteri

Bu yazıyı okudunuz mu?

Hanende

… ok gibi mısraları göndersem o sineye surları yıkılmaz ise/gedik açılır gölgede hangi baharda çiçek …