Şiir İncelemesi
Yazar: Şeyda Bozkurt
Kitap Adı: Destina
Şiir: Temmuz’un Matemi

Hüzün Çiçeği
Şeyda Bozkurt’un Destina adlı kitabından “Temmuz’ un Matemi” şiirinin incelemesini yani analizini yapmadan önce, paylaşmanın güzelliği adına, birkaç söz söylemek istiyorum.
İlk Perpa ailesi ile tanışmamız Halk Edebiyat Dergisi imtiyaz sahibi Şenol Tombaş atölye hocamızın “Yazarlığın Kutsal Kitabı” imza günü olmuştu. Bu geceye gitmeden önce Halk Edebiyat Dergisi WhatsApp grubumuza yazarak kendi köyüm olan Konacık için “Bir Kitap Çok Paylaşım” projesinden bahsettim. Orada ilk yazan kişi Şeyda hanımdı. Perpa’ ya gittiğimde ise gülücükleri ile kuğu güzelliğinde bir kişi beni karşıladı ve hemen kütüphaneye bağışlamak istediği kitabı elime tutuşturdu. Resimler çekinme ve sıcak sohbetler devamı oldu. Bağış yaptığı kitabın adı “Güzel Şeyler Kalpten Gelir” idi. Fakat gecenin bitimine doğru Destina adında bir kitabı da olduğunu fark ederek kitabı edindim. Çok zaman geçmeden ilk kitabını tüm ayrıntılarıyla okudum. Hatta bana iyi gelen şiirlerin numaralarını kaydettim ve yorumlarımla birlikte kendilerine gönderdim. Aynı şekilde ikinci kitabını da okudum ve yorumladım. Destina kitabınında imza gününe katılınca ailesi dostları, hayata bakış açısı ziyadesiyle beni etkiledi. Kadının sadece toplumda adı değil, karakteri ve duruşu ile bir kimlik olduğunun örneklerinden birini tanımaktan oldukça mutlu oldum.
“Güzel Şeyler Kalpten Gelir” kitabını okuduktan sonra, Şeyda hanıma şöyle bir not düştüm:
“Sevgili Şeyda kitabınızı okudum. Eylül ve Kasım’ı kıskandıran Haziran aşk sancıları… güzeldi. Özellikle 99,77,55,104,106 sayfalarda bulunan şiirlerin yüreğime ayrı dokundu. Burada aşka hakkını veren güzel bir kalp vardı, O’ da seninki…”
Destina kitabını okuduktan sonra ise şu notu yazdım:
“Merhaba güzel insan. Destina kitabınızda söz sanatları oldukça kullanılmış. Aşkın sonrası matemi ifade şekli süper. Ayrılığın Resmi, Bir Haziran, Temmuz’ un Matemi şiirleri beni derin etkiledi. Okurunuz çok yolunuz açık olsun. Kalbine iyi bak.”
Bu aşamalardan sonra bakışlarını çok hüzünlü bulduğum Şeyda yazarımıza “Hüzün Çiçeği” demeye başladım. Peki Hüzün Çiçeği Şeyda Bozkurt’un kim olduğunu ve Destina kitabı için kendi söylemlerinden bir kesiti paylaşalım:
Şeyda Bozkurt, 28 Ağustos 1990 tarihinde İstanbul’da doğdu. Aslen Erzurumludur. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Peyzaj ve Süs Bitkileri bölümü mezunudur. 2005 yılının 6 ve 8 Ekim tarihleri arasında Beyoğlu Belediyesi’nin düzenlediği İstanbul-Türkiye adına Uluslararası Akdeniz ülkeleri arasında gerçekleşen “Gençlerle Mimarlık Atölyesi Yarışması/Mimari Tasarım’’ adlı projenin yarışmasında birinci oldu. Sanatın birçok dalı ile ilgilendi. Dans ve tiyatro gibi sanatsal projelerde yer aldığı gibi resim yarışmalarında dereceler aldı. 2013 yılından itibaren özel sektörde bir ithalat firmasında satış temsilcisi olarak çalışmaktadır. İlk şiir kitabı “Güzel Şeyler Kalpten Gelir” 2023 yılında yayımlanmıştır. İkinci kitabı şiir antoloji “Vaveyla” ise Eylül 2023 yılında yayımlanmıştır. Üçüncü kitap olarak da polisiye antoloji “Cerrah” 2024 yılında yayımlanmıştır. 15 Aralık 2023 tarihinde Halk Edebiyatı dergisine üye oldu. Şiirleri ve eserleri orada yayımlanmaya başlandı ve hâlâ devam etmektedir. İkinci şiir kitabı Destina 2024 yılında yayımlanmıştır.
Destina Kitabı önsüzünden bir bölüm:
“İnsan başkalarının hikâyelerini izlerken yorulur. Ben o hikâyelerin ağırlığından yoruldum. İzledim, gezdim ve gördüm. Hikâyeleri harfler ve kelimelerle şiirlerimde yoğurdum. Harmanladım tüm duyguları, anlattım iyinin içinde kötüyü, kötünün içinde iyi olan her şeyi… Aydınlığımı buldum, ruhumu keşfettiğimde karanlıktan kurtuldum. Artık insanların duygularının ortağı oldum…” Şeyda Bozkurt
Şimdi şiir incelememize geçebiliriz artık:
Temmuzun Matemi
Şimdi başka bir yerden acıtıyor
Hava soğuk zaman durgun
Karlar düşüyor içime
Buz tuttu bütün dünyam
Sensizlik kat kat üstüme yığıldı
“Şimdi başka yerden acıtıyor” derken yazarımız önceki acıların izlerinin artık başka bir şekilde onu etkilediğini söylüyor. Zaman kavramının önemi olmadığını, acının zamana göre evrildiğini anlatmak istiyor. Söz sanatları çok kullanılmış. Özellikle doğa olaylarının insanla bağdaştırılması ve böylelikle duygu yükünü paylaşmaları ilginç olmuş. İçine karların düşmesi, bütün dünyasının buz tatması, onsuzluğun üzerine yağması yazarımızın duygu yoğunluğuna takla attırıyor. Aşk yas tutuyor, yağmur yağıyor havayı soğutuyor ve katılaşıp buz tutuyor.
Aylardan temmuz içimiz buz
İstanbul kalabalık
Sıra sıra arabalar, insanlar
Burası yaz, içim ayaz
Neydi sebebi bu kışın?
Bilinç akışı yöntemiyle duygularını sorguluyor ve içindeki hüzne anlam veremiyor. İstanbul kalabalık, arabalar ve insanlar bu hengâme içinde ve aylardan temmuz olduğu halde “ben neden mutsuzum, içim neden ayaz, niye buz tuttu duygularım…doğru ben kıştayım” söylemi üzüntünün tavan yaptığını yaşama sevincini kaybettiğini, kalabalıkta bile yalnız hissettiğini anlatmaya çalışıyor.
Şimdi başka bir yerden acıtıyor
Özlem içimde bir deli
Dürtüp duruyor hisleri bağrımda
Gök bakıyor kara mavi
Yalnızlık rüzgârıyla tokatlıyor.
Matemi çok yoğun yaşıyor. Söz sanatlarının gücü şiiri coşturmuş. Artık yalnızlığın arkasından özleminin vücuduna zarar verdiğini onu içten içten yaraladığını söylüyor. Pekiştirici diye de düşündüğümüz bu söz sanatları duygu akışını da koşturuyor. Gök ve kara mavi ikilisi ayrı anlam içeriyor. Gökyüzü denilince mavilik aklımıza gelir gök kararırsa hava bozar soğur yağmur yağar…Hüzün artık yalnızlık ve devamında özlemle yön değiştirdiğini. Rüzgarlar estirip başka yerden acıttığını söylüyor.
Temmuz temmuz değil
Ben ben değil artık senim!
Yokluğun yoksulluk gibi dert
Bulutları aralamış bir umut
Temmuz ayının özellikleri onun ruh haline uymuyor. Temmuz yaz, sıcak ve güneş olmasına karşılık, o kış gibi soğuk ayaz buz gibi hissediyor. Çıtayı biraz daha yükselterek, kendi benliğini unutup, sevgiliye dönüştüğünü, her yerde onun varlığını içinde yaşadığını, anlatmaya çalışıyor. Burada en önemli benzetme yalnızlık ve yoksulluk. Yoksul insan temel ihtiyaçları olmadığı zaman yaşamda zorlanır. Yazarımızda yalnızlığın yoksulluk gibi onu sarstığını anlatmaya çalışıyor. Gerçekten yalnızlık ve yoksulluk benzetmeleri çok zengin bir benzetme olmuş. Şiiri boyunca doğa olaylarını mecaz anlamda da kullanması vurgularına güç katmış. Tek tesellisi onun varlığına kendini adadığında ise umutlarının zaman zaman yeşerdiğini ifade ediyor.
Güneş bakıyor kara sarı
Şimdi başka bir yerden acıtıyor
Siyah basmış hanemizi içimizi
Dışım buz kesmiş
İçim kendince ağlıyor feryat figan
Toprak kucakladı kalbimi…
“Sensizliğin acısı tüm benliğimi sardığı gibi şimdi hanemi de sardı, Güneş bile artık bana kara gözüküyor” demek istiyor. Dışının buz kesmesi demek, buz katı olduğu için acının artık kalıplaştığını anlatıyor. Acımı ve yalnızlığımı, özlemimi içim ne kadar ağlasa da bu olayı akışa bıraktım, içimde seni öldürdüm ve kalbimde acını nötrledim nihayet demeye çalışıyor. Toprak yeşertme ve dönüştürme özelliğinde olduğu için aşka fırsat verip, üzüntülerimizi geride bırakıp, mutluluğa yelken açmalıyız, demek istiyor yazarımız, başka bir pencereden bakarak…
Hüzün çiçeğim yolun açık olsun, kalemin hiç susmasın.
Sevgili okurlarım, sevgiyle ve dostça kalın.
Gülten Özgül Ekim 2025
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi
