Yaşamak
Müsait değilim kederlere artık!..
Kendisini kafa-göz dövmüşlüğüm bile var.
Yılandan kaçar gibi kaçıyorum kasvetli insanlardan…
Erdemli bir ot gibi yaşıyorum,
Bir ineğin busesini bekliyorum.
Vitesi boşa attım,
Yokuş aşağı iniyorum,
Yakındır uçurumdan uçmam,
“Kim demiş ben uçamam?” diye…
Denizde tükürüğümü yüzdürüyorum,
Martıyla dalga dalga, dalga geçiyoruz.
İstersem güneşi söndürüyorum,
Dünyayı ayağımın altına alıp,
Bir de ayaklarımı yıkatıyorum…
Dertleri pazara götürüp,
Bedava dağıtıyorum,
İzdiham olunca da ben oradan kaçıyorum.
Bardağıma saadet doldurup yudum yudum içiyorum,
Papatyayla melisayla cilveleşiyorum…
Gam bana musallat olmasın diye,
Kapıya saadetten nöbetçiler dikiyorum.
Kahkahalarımda kelebekleri sallıyorum.
Uğurböceğinden “uğur” alıp gökyüzünden “umut” alıp
Bulursam yiyorum, bulmazsam şükrediyorum…
Boş vermişim hayata, yüküm yok artık,
Kırlarda koşa koşa özgürüm artık…
Sevgiliyle günü gün ederken,
Mehtap gönlümüzde ışık saçarken,
Yalanlar mum gibi sönerken,
Ecel peşimizden koşarken bana yaşamak düşer…
“Deli/gamsız ” diyorlar bana, oysa ben adıma: “Yaşamak” derim.
Eşeğin semeri gamdan ve binbir yamadan,
O yüzden diker nalları bu marazdan,
Dert için yaratmadı bizi Yaradan…
Çileğin gamzelerinde yuvarlanırken,
Aklım top gibi kafamın içinde sekerken,
Çilelere en güzel golleri atarken,
Fanatik taraftarıyım gamsız yaşamanın,
“Yaşasın” yaşayanlar!..
Şenol Tombaş
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi

