Suna / Ruh-i Mahzen

Suna

Hangi taşın toprağın sesi olayım suna
çiçekler bezemiş yüce dağları
ovalardan nasıl haber salayım sana
yazmak kolay
anlatmak zor sevgili…

Hangi sevdadan esir kalayım sana
güzeller yazdırmış cihan tarihi
harbi nasıl sual edeyim cana-na
bakmak kolay
göz göze
gelmek zor sevgili…

Coşkun suyu aşıran dağa bak hele
nasıl da dalgalı gelir hergele
sevda dairesi hiç sığar mı pergele
çizmek kolay
sayfa sayfa
atlatmak zor sevgili…

Filhakika ezberimiz böyledir
yalan değil gerçekleri söyletir
rüzgar alıyor pencere
kuş kanadı kırılmış
bozmak kolay
yapmak çok zor sevgili…

Mahlasım yok havas ilmi değilim
sevdadan gelirim, aşka meyilim
gün yarılanır da gece daralır
gönülden gönüle akıp giderken
durmak da zor
gezmek de zor sevgili….

Bülent Öntaş, 26.06.2025, İstanbul

***

Ruh-i Mahzen

ne yaşa bakarım artık ne kuru başa
sorarsan ömürü yolculuk derim
neşe var için de, keder de öyle
gün olur içerim
kaybolur ruzi mahşerlik hüznüm kederim

karacaoğlan demi, başka kalan ne
hayyam bahçesinde baksam keyfime
ne böceğe değer gözüm ne serçe kuşa
sorarsan bugünü dünden azade…

gün olur savuşur geçerim serden
bilmem ki ne arar günah göçümde
güzele değmez sözüm ol çirkinin tası var
söyleyin şarabın iyisi hangi mahzende….

ey varlık, ey yokluk haddiniz nedir
dünya ze-bani, ol vakitler çiledir
duran belli, giden hikmeti ne
ne göktedir ne yerde, gönüldedir gönülde…

içelim vakitlice
ab-ı hayat mahzeninde şarabı
sorgu sual edilirse
ol gönül
kafiyesizdir
söyleyin demdedir demde, unutmuş harbi harabı..

söyleyin ki inansınlar
az önce gelip geçmiş kendinden
basa basa
üzerine
ne ruhi bağdadır artık, ne kurumuş bedende…

söyleyin ki sansınlar
keyfiyeti ol umarsız kafiyeden bakiye
vaz-geçmiş deyin dizeden
uzun kısa
sözlerinden
ne gözü divandadır artık, ne solmuş gülizarda…

Bülent Öntaş, 26.06.2025, İstanbul

Bu yazıyı okudunuz mu?

Bekl-emek

Bekl-emek   Beklemek hiç büyümemek, Sadakatin kollarında büyülenmek, Ve hiçbir şeye yetişememek, Zamanın kalbine bir …