Olan ve Olamayan Kara Kalem : Mehmet Mücahit Yurteri Sonunda ateş bile yakmamayı öğrendi, Ve o, kül kül dönüştü de gül bahçesi oldu. Ölüm de öle öle dirilmeyi öğrendi. Kızıldeniz de zalimleri boğmayı bildi… Şeytan bir türlü iyiliği öğrenemedi… Bir sözle ay birken iki sevgili oldu. Anasız olmadı da yalnız babasız oldu, Masumluk iftiraya direnmeyi öğrendi. Hasret gömleği de nihayet …
DevamıŞiir
Kırık Zaman Defteri (Son Sayfası Yazılmamış Bir Öykü)
Kırık Zaman Defteri (Son Sayfası Yazılmamış Bir Öykü) Kara Kalem: Mehmet Mücahit Yurteri Mehmet Mücahit Yurteri Bakırköy’ün arka sokaklarında zaman, sanki biraz daha yavaş akardı… Beton duvarlara sinmiş çamaşır deterjanı kokusu, sabah ezanıyla karışan martı çığlıkları, kaldırım kenarlarında unutulmuş çocuk çorapları ve yorgun bir güne uyanan insanlar… Burası Çınarlı Sokak’tı… Herkesin birbirini tanıdığı bir sokak… Çınarlı… Gülistan Abla, pazarda en …
DevamıDenizin Sesi
Denizin Sesi Bir tatlı huzur mu arıyorsunuz? Kulak verin o zaman denizin sesine. Neler neler anlatır, nasıl ruhunuzu ferahlatır. Şarkı olur söylenir, şiir olur dinlenir, manzara olur seyredilir. Denizin sesine kulak veren onun dilini anlayan herkes bilir bu güzel melodiyi. İster gözlerinizi kapatın isterseniz alabildiğince uzaklara bakın. Her anın, her dalga sesinin verdiği huzur ve dinginlik eşsiz bir şeydir. Tarifi …
DevamıUnuttuğumuz Ödev
Unuttuğumuz Ödev Bundan birkaç yıl önce yazdığım “Bence Kasten” başlıklı köşe yazımda, ormanlarımızın ihmal ve dikkatsizlik bir yana, bilinçli bir şekilde yakıldığını belirtmiştim. Her yaz aynı sorunu yaşadığımızdan, artan faili meçhul orman yangınlarından, ormanlarımızdaki yangınların enteresan bir şekilde farklı illerde aynı gün ve ormanın üç beş hatta daha fazla bölgesinde, aynı anda çıktığından bahsetmiştim. Ayrıca kimlerin neden ormanlarımızı yaktığına, bu …
DevamıGönlümün Aslanı (Abdülhamid’im)
Gönlümün Aslanı (Abdülhamid’im) Bir yaz gecesi gibiydi gelişin, Leylin, gecede parlayan yıldızlar gibi. Gözlerin maviden derin bakardı, İçimde bitmeyen bir umut resmi. Minik adımlarınla geldin dünyama, Sessizliğe can katan bir nefestin sanki, Bir serçenin sabah uyanmasında, Yağmur sonrası kokusunu salan iğde çiçekleri gibi. Uzaklığın mecburiyeti ikimizi de yakar, Kim bilir ardında ne sebepler akar. Anlamadı kimseler kalpleri sanki nâdân… Neymiş… …
DevamıKüllerden Bahara
KÜLLERDEN BAHARA Bir kurtulabilsem, bu zillet dertten. Bu yüzden açmaz goncalarım, kasten. Bakışlar sönmez ki, gürültü sesten. Can cananı bulur, aldığı nefesten. Dokunursan, titreyerek elime. Bombeli, yumuşak, pamuk ellerle. Bir sıcaklık akar içten, yüreğe. O bakıştan sevgi damlar, içime. Kurtulamadım, zulmetin elinden. Söz etmem yeni sevgiliden, hemen. Sevmez mi insan goncayı, yeniden? Hisseder gözlerindeki sevgiyi, aniden. Sen gibi birini artık, …
DevamıKimdir Esir?
“Zinciri kırmak, bazen yalnızca aynaya bakmaktır; kendini hatırlamak, en büyük özgürlüktür.” Mehmet Mücahit Yurteri Kara Kalem :Mehmet Mücahit Yurteri Kimdir Esir? Zincir… Bir bilekte değil yalnızca; Bazen bir bakışın sessizliğinde, Bazen bir düşüncenin gölgesinde örülür… Mapus… Demirden örülmüş bir kafes midir yalnızca?.. Yoksa hayatın içindeki görünmez parmaklıklar mı?.. Çöker insanın omzuna Bir kuş misali, Gökyüzünü içinde taşıyıp uçamayan… Bedel ödeyenler …
DevamıAşk Evrimi
Nerede o eski aşklar; İmrenilir, güvenilir, masumane, Ne yazık ki şimdiki aşklar, Yalan dolan ve sahte. Ümit TÜKENMEZ
DevamıYaz Aşkları / Doğanın Nefesi
YAZ AŞKLARI Kaçamak bakışlarda gizlidir. Tatlıdır zevki yaz aşklarının. Coşkun olsan da, abartma sakın. Yeniden duygular, derinleşir. Tövbe edilmez yaz, aşklarına. Kanarsın tatilin refahına. Her yaz bedenimiz yenilenir. Yeniden duygular, derinleşir. Yaz aşkları bitse de, üzülme. Hökelenip kimseye de, küsme. Tercihlerin yol gösterir, sana. Tüm gün ağlama, düşme komaya. Yaz aşkına kendini kapatma. Belki bulursun, bir tane daha. Bahtın açılır …
DevamıZındık
ZINDIK İç, dış başka, zehir kusar dili. Bir yüzü bahar, bahçeye dönmüş. Bir yüzü yeşil, bağlara çökmüş. Kafa karışık, bulanık zihni. Zulüm edersin tarzım bu, dersin. İslâmı dilinden düşürmezsin. Bakalım, daha neler söylersin? Zilleti halka, taç mı edersin? Onu dinlersen dağlar aşarsın. Dinlemezsen düz yerde şaşarsın. İftiradan da, kurtulamazsın. Zındığı başına, taç yaparsın. Dinlersen zatı, vermez zahmet. Dışı güler, sözleriyse …
Devamı
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi
