İç, dış başka, zehir kusar dili.
Bir yüzü bahar, bahçeye dönmüş.
Bir yüzü yeşil, bağlara çökmüş.
Kafa karışık, bulanık zihni.
Zulüm edersin tarzım bu, dersin.
İslâmı dilinden düşürmezsin.
Bakalım, daha neler söylersin?
Zilleti halka, taç mı edersin?
Onu dinlersen dağlar aşarsın.
Dinlemezsen düz yerde şaşarsın.
İftiradan da, kurtulamazsın.
Zındığı başına, taç yaparsın.
Dinlersen zatı, vermez zahmet.
Dışı güler, sözleriyse illet.
Yoksa yapmaz mı çamur at, kirlet?
Dolaylı yoldan, sömürür elbet.
Kirli işinde kullanmak ister.
Mesnetli sözlerle tekdir eder.
İşi bitince seni hep, tersler!
Zındığı başa taç mı edersin?
Zorlu hayatını, çıkmaza sokar.
Seni görmez at gözlüğü takar.
Gizliden gizliye, zihne sarkar.
Zındığı başa taç mı, edersin?
Sararmış siman, düşme belaya.
Düzelsin rengin kendini topla.
Sakın ha, sakın, küsme hayata.
Taç etme yalakayı, başına.
Mehmet ALTUNAY 24/07/2025 İstanbul