“Zaman, unuttuklarımızı değil, içimizde büyüttüğümüz gölgeleri taşır…”
Mehmet Mücahit Yurteri
Kara Kalem: Mehmet Mücahit Yurteri
Zamanın Rüyasında Bırakılmış Çocuk
Bazen içimizde bir sızı, yüzümüzde titrek bir hüzün,
Bir rüya gibi geçip giden o zamanları hatırlarız…
Rüzgârla konuşan çayırlar,
Kendini sonsuz sanan küçük adımlar…
Saklambaçta gizlenen yalnızlıklar,
Körebe oyununda gözlerimizi bağlayan bilinmezlik…
Dönüp bakarız geriye,
Kasaba yollarında silik ayak izlerine,
Kır çiçekleri gibi saf ve kısa ömürlü aşkımıza…
Ve her yıl ayrılırken geride bıraktığımız çocukluk sesimize…
Eylül gelir, yalnızlıkları örten sarı bir perde gibi,
Geceler sessizleşir;
Artık içimizde konuşuruz,
Yıldızlara emanet ederiz söyleyemediklerimizi…
Ve büyür içimizde bastıramadığımız o özlem,
Bir çağrı gibi yankılanır kalbimizin kuytularında…
Biliriz…
Ne geri dönebiliriz o zamanlara,
Ne de o zamandaki biz olabiliriz artık…
Ama yine de…
İçimizde bir çocuk,
Zamanın rüyasında hâlâ koşuyor,
Hâlâ çember çeviriyor,
Ve hâlâ yıldızlara bir sır fısıldıyor:
“Ben buyum… geçmişin içinde saklı kalan ben…”
Başakşehir, Haziran 2025
Mehmet Mücahit Yurteri
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi
