İkilemler neden akıl çeler?
Kayboluyorum soruların içinde…
Akıl sandalım hangi yana devrilecek?
Rüzgar estikçe dalgalar devleşecek…
Bildiğim yaşamak niçin bana bu kadar yabancı?
Bildiklerim, bilmediklerimin acısını niçin hafifletmiyor?
Istırabımın nedeni hangisi?
Soru sormayı bilsen ne olacak?
Cevaplar dilsiz olduktan sonra!..
Hayatla izdivacımdan ölüm doğacak,
Ve insanlar var tip tip
Zamanlar bile kip kip
Ben şimdi hangi zaman kipindeyim?
Sen misin hayatın sahibi, ben miyim?
Bu sesler, ayak sesleri mi, yoksa yolların sesi mi?
Gidiyor muyuz, geliyor muyuz?
Neye hesap sorsam muamma…
Bilinmezlik elbisesinde binbir yama…
Bilmelisin ki çok acizsin deha,
Güneşin saçlarından örülmüş binbir cefa,
Benim olmayan bir hayatın kiracısıyım?
Sahibim, sahip olmadığım bir hayata…
Yokluğun aynasında bir yansımayım,
Bir sahibim olmalı, içimdeki varlığı alan ya da veren?
Sahibim iyiyse özgürlük ve sefa, kötüyse ebedi köle ve cefa!..
Bulamadım soruların içindeki doğruyu,
Yokluğun içindeki bolluğu,
Arayış varsa, bulabilmek neden yok?
Oysa her şey teke çıkıyorsa,
Bu ikilemler de neyin nesi?
Şenol Tombaş