Edebiyat, kültür ve sanatın bir parçasıdır. Edebi eserin üretilmesi tarzlar, teknikler, ses, içerik, düşünsel ve kurgusal çalışmalarla ortaya konur. Tabii en başta da yetenek edebiyatın olmazsa olmazıdır.
Edebiyatta türler önem sırasına göre şöyle dizilir; Şiir/Roman/Hikaye/Deneme/Tiyatro/Destan/Masal/Fıkra/Makale/Biyografi/Anı/Sobet… diye uzar gider.
Bunlardan, şairin ilk sıraya yerleşmesinin bazı nedenleri vardır;
Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı kalarak, çekici/etkileyici bir dil ve ahenkli mısralarla yazılması, aynı zamanda konunun çeşitli gizli anlamlarını keşfetmek için birden fazla mecazi dil biçimine dayandırılarak yazılması, yine şair eserini ilhamla arı-duru kelimelerle gayret göstererek yazmasından dolayı şiir diğer türlerden ayrılır.
İkinci sıraya yerleşse de ‘Roman’, hacim olarak daha büyük kapsamlı olduğu için gerçek anlamda Şiirin üstünde durur.
Romanın türleri vardır; Tarihi Roman, Bilim Kurgu Roman, Fantastik Roman, Aşk Romanı… gibi. Bunların içinde Tarihi Roman en öne çıkanıdır. Mesela, Dünya Klasikleri arasında ilk sırayı Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ adlı eseri yer alır. Bu eser bir Tarihi Romandır.
Onu ilk sıraya yerleştiren sebep; tarihi olayların edebiyatın tezgahında dokunmasından kaynaklıdır.
Tarihi Romanlar; Tarih ile Edebiyatın izdivacından doğar ve arşiv çalışması gerektirir. Kuralında ve tekniğinde yazılması gerektiren bir edebi türdür. Kuralında yazılması gerekir. Zaman, Mekân ve Lehçe kavramı çok önemlidir. Aksi halde anakronik sapma olur ve ‘Tarihi Roman yazayım’ derken kuralında yazamazsanız ya düz Romana ya da Hikayeye dönüşür.
Tarihi Romanın geniş hacimli ve çok titiz bir çalışma gerektirdiğinde Edebiyatta Tarihi Roman en üstte durur.
Yani gerçek anlamda edebi türler; Tarihi Roman/Şiir/Hikâye/Deneme… diye sıralanır.
Naçizane biz de bu alanda gayret gösteriyoruz. Ancak bizim bizden önceki Tarihi Romancılardan bir farkımız vardır;
Onlar ne buldu ne düşündü ise yazmışlar, biz ise doğru ile yanlışı ayıklayarak ve kuralında yazarak üzerine de yeni şeyler katarak eser veriyoruz…
Edebiyatın en zoru olan Tarihi Romanın uzun soluklu bir çalışma gerektirdiği ve özel bir yetenekle ancak yazılabildiğinden yola çıkarsak, bu alanda eser veren yazar sayısının da çok az olduğunu görürüz. Mesela binlerce şair, yüzlerce romancı, hikâye yazarı ismi sayabilirsiniz ancak Tarihi Romancı adını say dendiğinde, saymaya kalksak toplamı iki elin parmaklarını geçmez…
Biz buradan sıralamış olalım.
Türk Edebiyatı’na Damga Vuran Tarihi Romancılar:
* Namık Kemal
* Kemal Tahir
* Tarık Buğra
* M.Necati Sepetçioğlu
* H.Nihal Atsız
* Turgut Özakman
* Mehmet Niyazi
* Ayşe Kulin
* Orhan Pamuk
* Ahmet Ümit
* Mehmet Ballı
* İskender Pala
* A.Haldun Terzioğlu
Halk Edebiyatı Dergisi İnternet Sitesi

