Ey ne yaptığını bilmeyen aklım!
Bir sağa bir sola savruluverdin.
Kalmadı sayende bir gizli saklım.
Bir ona bir buna söyleniverdin.
Sandın ki sırtına kanat gererler.
Otursan altına minder sererler.
Aç mısın tok musun diye sorarlar.
Gördün mü nasıl da aldanıverdin.
Varlıkta toplardın dostu ahbabı.
Çekerdin ziyafet döner kebabı.
Ne vakit bıraktın boşta ki kabı.
Meclisten dışarı boylanıverdin.
Sesinin heybeti dağı aşardı.
Emrine mukabil kullar yaşardı.
Sen sözünü söyle, davet taşardı.
Nasıl oldu şimdi paylanıverdin.
Bir adım atardın, yeri inleten.
Çaldığın kapıda hali dinleten.
Şimdi sen misin bu cılız anlatan.
Gün oldu nasıl da dağlanıverdin.
Şimdi gel ki geçmiş günleri anlat.
Ne eşin dostun var ne de bir evlat.
Bahçende gül neyse yok bile ahlat.
İş işten geçti de uslanıverdin.
Özlem Korkmaz