Empati ve Sınırlar: Kendi Hikayene Sahip Çık

Empati ve Sınırlar: Kendi Hikayene Sahip Çık

Başkalarının Yükünü Taşımak Yerine Eşlik Etmek

Kimsenin zihin çöpünü biriktirmek zorunda değilsiniz. Dinleyebilir, destek olabilirsiniz; lakin unutmayın ki herkesin hayat yolculuğunda kendisi için aşması gereken yollar, çıkması gereken basamaklar ve gitmesi gereken yollar vardır. Bizler yalnızca bu yolda eşlik edebiliriz. Ancak sorunları ve dertleri kendi içimize attığımızda, o sorunlar ve dertler artık sizin de aşmanız gereken bir yolculuk hikayesine dönüşür. Kendinizi, belki de kahramanı zannettiğiniz her olayın mağduru olarak bulursunuz.
Bu, asla yardım etmeyin, asla dinlemeyin veya umursamaz olun demek değildir. Tam tersine, dinleyin, destek olun ama sınırlarınızı daima koruyun.

Ebeveynlik Metaforu, Sınırları Anlamak

Biz kimsenin ebeveyni değiliz. Hatta ebeveyn

olmak bile evladına eşlik etmektir. Yeri gelir düştüğünde kalkmasını sabırla beklemektir. İçinizden hemen yerden kaldırmak gelir; lakin kendi başına ayağa kalkma çabasını göstermesi için sizin onu kaldırmanız değil, “Ben buradayım, gerçekten ayağa kalkamazsan elbette el uzatırım ama bunu yapabilirsin, sana inanıyorum” desteğini vermektir. Bu şekilde güçlü çocuklar yetiştirirsiniz. Ama her seferinde siz koşar kaldırırsanız, o çocuk kendi başına ayağa kalkmayı öğrenemez. Size bağlı değil, bağımlı olur ve gün gelir siz olmadığınızda hep bir başkasının onu yerden kaldırmasını bekler.
Bahsettiğimiz tam da bu. Bir başkasının yaşamını kolaylaştırıcısı olurken, onun elinden sorun çözme kabiliyetini aldığımızın farkında bile olmuyoruz. Hemen, alelacele, günlük çözümlerle yol açarken, belki de önünde oluşacak dağ gibi sorunları nasıl aşması gerektiğini öğrenmesine fırsat vermiyoruz. Her zaman da insanların yanında olamayız. Bu sefer de bir bakmışsınız, “Neden benim yanımda değil?” sitemleri havalarda uçuşuyor. Oysa bu küçücük gözüken detay, hayatımızı, ilişkilerimizi, arkadaşlıklarımızı,

duygusal birlikteliklerimizi derinden etkiliyor.

Sağlıklı Destek İçin Neler Yapmalıyız?

* Dinleyin: İnsanları dinleyin.
* Fikirlerinizi Paylaşın (İstenirse): Sorunlarına çözüm önerisi istiyorsa, fikirlerinizi paylaşın; lakin öneri istemeyen birine asla fikrinizi söylemeyin. Bazen insanlar çözüm istemez, sadece dinlenmek, duyulmak ve görülmek ister.
* Destek Kapasitenizi Analiz Edin: Birebir destek istediğinde, yapabileceğiniz desteği mutlaka analiz edin. Hem maddi hem manevi ne kadarına tahammülünüz var? Çünkü kendinizin üzerinde yaptığınız her destek, destek verdiğiniz insana karşı sizde negatif duygular birikmesine sebep olur. Bu da zamanla ilişkileri bozar.
* Gözlemci Olun ve Perspektif Açın: Gözlemci olun. Karşınızdaki insana, olaylara başka perspektiften görebileceği alanlar açın.
* İyileşmek İstemeyene Yardım Edilemez: Şunu da unutmayın, iyileşmek istemeyen insana ilaç fayda etmeyeceği gibi, hayatını daha iyiye çevirmek istemeyen, sürekli şikayet eden, sürekli

bir başkasının yapıp ettiklerinden böyle olduğunu ifade edip kurban rolündeki insanlara da yardımcı olamazsınız. Fayda vermez.

Hayata Bakış Açısı ve İyileşme Süreci

Hepimizin hayatında bir sürü kötü olay oluyor. Kimse dört dörtlük hayatlar yaşamıyor. Dışarıdan siz anlatmıyorsunuz diye bir başkasına göre daha mükemmel olduğunuzu iddia edemezsiniz. Anlatmak zorunda da değil kimse. Burada bahsettiğim, hayata bakış açısıdır.
Kötü olaylar da iyi olaylar da her şey gelip geçiyor nihayetinde. Ne kadar çok hasar bırakırsa bıraksın, yaralar iyileşir, kabuk bağlar ve bir süre sonra o kabuk düşer. Buna izin vermek veya vermemek, hayata tutunmakla ilgilidir. Ya o kabuğu her gün kanatırız ya da kabuk bağlamasına zaman tanırız.

Seçimlerimiz hayatımızı şekillendirir ve yaşam içerisinde seçtiğimiz her şey, duygularımız dahil, bizi bizi yapana dönüştürür. Dönüşümden korkmayın. Belki de yara almak, daha tutkulu

bağlar hayata, ne dersiniz?

Türkan Beyaz

Bu yazıyı okudunuz mu?

Karanlık Silüetler

Karanlık Silüetler Gözlerin kırpacağı kadardır yaşamak. Kiminin şansı dudak uçuklatırken, Kimileri ise geceye haykırır feryadını. …