Bilgi mi, Anlayış mı ?


Herakleitos’un “Çok şey öğrenmek, anlayışlı olmayı öğretmez” sözü, günümüz bilgi çağında her zamankinden daha anlamlı. Eskiden bilgiye ulaşmak büyük bir emek gerektirirdi; kütüphaneler dolusu ansiklopedileri karıştırmak, uzun saatler harcayıp araştırma yapmak ve edindiğimiz bilgiyi sindirip düzenlemek zorundaydık. Bugün ise bilgiye erişim inanılmaz derecede kolaylaştı. Evimizden çıkmadan birçok alanda araştırma yapabiliyor, online eğitimlere katılabiliyor, hatta yapay zeka destekli öğretmen modelleri sayesinde bilgiye ulaşmanın zirvesini yaşıyoruz.

Bu durumdan kesinlikle şikayetçi değilim, aksine zaman kazandırdığı için minnettarım.
Ancak Herakleitos’un değişimin kendisinin değişmeyen tek şey olduğunu hatırlatan sözüyle birlikte aklıma şu geliyor: Bu dönemde herkes o kadar çok şey biliyor ki, en basit sorulara bile akademik düzeyde cevap verebilecek insanlar var etrafımızda. Peki, neden bu kadar çok bilginin ve eğitimin olduğu bir ortamda bunca kaos ve üst perdeden konuşan insanlarla çevriliyiz? Neden insanlar bildiklerini eyleme dökme konusunda yetersiz kalıyor?

Bence bunun cevabı, anlayış dediğimiz bir olgunluk seviyesine ulaşamamamızda yatıyor. Kültürümüzde “çiğ insan” tabiri kullanılır. Eğer bir insan ham kalmışsa, ne kadar öğrenirse öğrensin, bilgisine yakışır şekilde hareket etmez. O bilgi onu daha mütevazı, daha anlayışlı, daha insancıl yapmıyorsa, bilmesinin pek de anlamı kalmıyor. Çünkü insanlar bilmekten çok, anlayışla bir arada durabilirler. Bilgi bizi ileriye götürür ama anlayışlı ve kucaklayıcı olmak bizi bir arada tutar.

________________________________________

Günümüzün Büyük İhtiyacı: Durup Düşünmek

Günümüzde ayrıştırılmış, çekişen, huzursuz ve mutsuz insanlar arasında hissetmemizin en büyük nedeni de bence bu. Her şeyi biliyoruz ama bildiğimiz gibi hareket etmiyoruz. Anlayışımız eksik. Bizim gibi düşünmeyene, inanmayana hemen bir kavga ruh haliyle yaklaşıyoruz. Sükûnet ve sakinlik kontrolümüzden eser kalmıyor. Oysa durup düşünmek, kafa yormak, nedenlerini ölçüp tartmamız gerekiyor. Bu çağın en büyük gereksinimi bu: durabilmek, düşünebilmek, içselleştirmek ve anlayışlı olmayı öğrenmek. Aksi takdirde, her şeyi bilen ama asla bir arada duramayan yapayalnızlığımızla “bilgili yalnızlar” olarak hayatlarımızı sürdüreceğiz gibi görünüyor.

Ne dersiniz, bu konuda sizin de düşünceleriniz neler?
Türkan Beyaz
07.07.2025

Bu yazıyı okudunuz mu?

Kip Kip ya da Tip Tip

İkilemler neden akıl çeler? Kayboluyorum soruların içinde… Akıl sandalım hangi yana devrilecek? Rüzgar estikçe dalgalar …