Edebiyatın Derin Yüzü Üzerine

Edebiyatın Derin Yüzü Üzerine

Edebiyat.
Edebiyatı tanımlamaya çalışırken özümdeki ben.
Her ne kadar edebiyatın tanımı edebiyatçı yazarlar tarafından tanımlanamamış olsa da …
Edebiyatın var oluş temelinde kimya ile birlikte edebiyat yatmakta olduğunu düşünebiliriz.
Kimyanın işlenerek hal almasının temeli edebiyatla bütünleştirdiğimizdeki yansımadan gözümüzün kamaşarak dımağımız o güzelim hikmeten aldığımız haz-a zaman zaman doyamayız.

Kimyayı işledikçe parıldatan edebiyattır …
Bir maden taşı düşünün, maden ocağından çıkarmadan önce de çıkarıldıktan sonrada bir kütle taş parçasıdır. Bu taş parçasına hayal gücümüzü ve aklımızı kullanarak işleyerek çok kıymetli bir mücevher ortaya koya biliyorsak bu edebiyat gücümüzle başardığımız açık ve net ortadadır.
Edebiyat dendiğinde aklımıza ilk önce ruhun gönül yapasına yansıması, orada hayal ederek kurulan binlerce sözcüklerin imbikten imbiğe süzülerek dökülen latifelerdir ki bu da aynen arının polen polen gezip macun yapmasına benzer.
Burada sözü edilen polen kimyadır, arı aracı varlık olarak Allah tarafından ona bahşedilen edebiyat yönünü ortaya koyup poleni yoğurup macun yapması edebiyattır.

Edebiyatı Aşık veyselin şu mısraları ile bağdaştıra biliriz

Zere kadar aklı olan
Arıdan hisse kapar
Toplar yüz bin çiçeği
Yoğurur macun yapar

Çiçeğin özünde kimya yatarken, Arının polenler toparlayıp yoğurup macuna çevirmesinin temelinde tarifi mümkün olmayan bir edebiyat yatmaktadır.
Peki arı bu edebiyat yönündeki gücü nereden, kimden, nasıl aldı sorusu bazen bizleri derin düşüncelere sevk etse de biliyoruz ki bu güç felsefi düşünceler Yaradan’dan bizlere sunulmuş bir nimettir.
Bu nimetleri nakış nakış işleyip parlatmanın temel unsuru edebiyattır.

Edebiyatı şöyle sıralaya biliriz;
Edebiyat insanlığın temelidir,
Edebiyat kainatın temelidir,
Edebiyat var oluşun temelidir,

Edebiyatın temeli kimya, kimyanın temeli edebiyattır.

Edebiyat insanlığın temelidir, cümlesini
Yunus Emre’nin şu cümlesi ile bağdaştırabiliriz:

Muhabbetten Muhammet oldu hasıl
Muhabbetsiz muhammetten ne hasıl

“Muhabbetten hasıl oldu Muhammet”

İnsanın temeli muhabbetin temelidir. Edebiyat muhabbetten hasıl olduğu gibi, muhabbette edebiyattan hasıl olması mutlaktır.

Edebiyata birde Yunus Emre’nin buradaki cümlesi ile bakacak olursak :

“Dervişlik olsaydı cübbe ile hırka
Ben de alırdım otuza kırka”
Yunus emre

Yunus Emre’nin burada belirtmek istediği edebiyatın derin yüzüdür.
Dervişlik ne hırka da ne de parada dır, dervişlik insanın zarafeti, hal, hareket, konuşma üslubunu, ince ruhunu olmayı kast etmektedir Yunus Emre.

Edebiyatın derin yüzünü yüreğimize işlediğimiz taktirde gönül hanemizdeki o edebiyatın derin yüzü hal, hareket duruşumuzun ifadesi olarak sözlerimize ve oradan da kaleminize mürekkep olarak satırlara inceden ince süzülerek yansımasıdır edebiyat.

Şahsım adına edebiyatın derin yüzünü anlamaya çalışarak kıymetli edebiyat sever kalem ehli gönül daşlarımla paylaşmak isterken bir virgül değerinde bir şeyler kata bilmiş isem ne mutlu bana diyerek bizleri edebiyat yolunda ilerlememize ender bilgileri ile ışık tutan Şenol TOMBAŞ üstadım ve edebiyat alanında fikirleri ile yoluma ışık tutan tüm üstatlarıma göstermiş oldukları yolda emekleyerek çalışırken kendilerine teşekkür ve saygılarımı borç bilirim.
Hatice KARAHAN
karahanhatice@hotmail.com
11/07/2025

Bu yazıyı okudunuz mu?

Garip Sevdalar

Bugün efkârlıyım, sazlar çalmasın. Dökeyim hüznümü, kalem ağlasın. Aşkın ateşiyle köz oldu küller. Sevda garipliğine …